Dün ABD borsaları için
önemli bir gündü. Dow Jones endeksi günü %4,6 kayıpla tamamladı. Gün içinde
kayıplar %6’yı aştı. Böylesi hareketler borsalarda çok nadir görülür. Hele
büyük borsalarda günlük değişimlerin genelde binde ile ifade edildiği %1’lik
değişimlerin bile yüksek kabul edildiği dikkate alınırsa, dalganın boyu daha
iyi anlaşılacaktır. Düşüşler ABD Borsaları ile sınırlı değil Asya ve Avrupa Borsalarında
da önemli düşüşler söz konusu. Bu durumun nedenleri ve sonrasında neler
olabileceğini ve Borsa İstanbul’a olası etkilerini değerlendirmeye çalışalım.
Son zamanlarda borsalarda
bir ralli yaşanırken hemen her gün bir düzeltmenin geleceği bir balon olmasa
bile fiyatların çok yükseldiği konuşuluyordu. Ancak düzeltme bir türlü
başlamıyor, risk iştahı azalmıyordu. Borsalarda yükselişler devam ettikçe
düzeltmenin boyutuna dair beklentilerde artıyordu. Medyada da sıklıkla
belirtildiği üzere, ABD 10 yıllık tahvil faizleri önemli bir gösterge. Düzeltmeyi
neyin tetikleyeceği tam olarak kestirilemese de, tahvil faizlerindeki artışın
yatırımcıları borsadan tahvile yönlendireceği bekleniyordu. Nitekim dün öyle de
oldu. Hisseden çıkan para tahvile yöneldi ve tahvil faizleri düştü. Gerçi Nobel
Ekonomi Ödülü sahibi Robert J. Shiller piyasada oluşan balonların sönmesi için
bir nedene gerek olmadığını da belirtmişti.
Borsalarda söz konusu
düşüşler olmadan önce ABD 10 yıllık tahvil faizi %2,88’e kadar ulaştı. Faizdeki
yükselişin ABD Borsalarında yönü değiştirebileceği belirtildiğinde, bazen karşı
çıkışlar oluyor faizin neredeyse son bir yıldır zaten artıyor olduğu şeklinde
yorumlar ile risk iştahı kabartılıyordu. Böylece borsalardaki artışlar da beraberinde geliyordu. Ancak faizin Ocak 2014’ten bu yana %2,88 ile en yüksek seviyeye ulaşması ve iyi gelen ekonomik verilerin (!) borsalarda satışları
tetiklediği belirtilebilir. Ben bu tepkinin Fed Başkanının değiştiği güne denk
gelmiş olmasını da tesadüf olarak görmüyorum. Fed Başkanı olarak Yellen oldukça
başarılı bir politika izledi ve faiz artışları konusundaki açıklamalarında da
oldukça dikkatliydi. Yani faiz artırım kararlarının yanı sıra Fed’in iletişim
politikası da oldukça başarılıydı. Yeni başkan ile benzer bir politika
izlenmesi bekleniyor olsa da piyasalar bu durumu görmek isteyecektir.
Peki, iyi gelen ekonomik
veriler borsayı nasıl olumsuz etkiliyor? Tersi olmasın. Açıklamaya çalışalım.
ABD ekonomisi küresel kriz sonrası oldukça iyi bir noktaya gelmiş bulunmakta.
Ekonomik büyüme ve işsizlik konularında önemli yol aldıkları gibi enflasyon
oranını yükseltmeyi de başardılar. Bizim enflasyonu düşürmeye çalışıyor olmamız
aklınızı karıştırabilir. Küresel kriz sonrası başta ABD olmak üzere ülkeler düşük
enflasyon ile de mücadele ettiler ve enflasyon oranını %2 seviyelerine çıkarmaya
çalıştılar. Biz ise bu rüzgarı maalesef arkamıza alamadık. Bir süre daha yüksek
enflasyon oranımız başımızı ağrıtmaya devam edeceğe benziyor. ABD’de iyi gelen
ekonomik veriler ile FED’in yeni başkanı ile daha şahin bir politika izleyebilme
ihtimali tedirginlik oluşturuyor. Hisse senedi yatırımcıları mevcut
düzeylerdeki karlarını realize edip ucuz kalan tahvilleri alarak görece yüksek
faizleri tercih etmiş oluyorlar.
Burada merak edilen konu
borsaların nereye kadar düşebileceği ve faizlerin seyri. 2008 yılındaki gibi
veya 2011 yılında Yunanistan başta olmak üzere Avrupa borç krizinde yaşanan
sıkıntılı bir süreç beklemiyorum. Çünkü ABD ekonomisi büyüyor, Avrupa ekonomileri
büyüyor, şirketlerin karları artmaya devam ediyor. Böyle bir ortamda açıkçası büyük
bir kriz beklemiyorum. Yanıladabilirim. Ancak kapitalist sistem balonları
engelleyemiyor. Borsalar balon olmasa bile oldukça yüksek seviyelere ulaştı, bunun
bir düzeltmesi olacaktır. Bir ray değişikliği yaşadığımız kesin, küresel
krizden bu yana parasal genişleme ile trilyon dolarlar piyasalara akıtıldı ve
bu para borsalara rekor üstüne rekorlar kırdırdı. Şimdi ise o paralar
çekilecek. Ancak Fed’in 0,9 trilyondan 4 trilyonu aşan bilançosunun ancak 2,5 –
3 triyon dolara çekilebileceği, Avrupa Merkez Bankası’nın bilanço daraltmaya
henüz başlamadığı dikkate alınırsa ve Fed’in şimdiye kadar olan başarılı
politikasının devam edeceği düşünülürse biraz daha rahat olunabilir. Bu
anlatımdan borsaların veya faizin buralardan toparlanacağı anlamı çıkartılmamalıdır.
Bize
etkisi ne olur?
ABD borsalarındaki
hareketle birlikte bizde de bugün %2’lik bir kayıp söz konusu. Borsa İstanbul
TL bazında rekor seviyeleri görmüş olsa da dolar bazında düşük ve görece
iskontolu kalmış olması BIST 100 endeksini bir miktar destekliyor. 2017 yılı
ise ekonominin yaklaşık %7 büyüdüğü şirketlerin karlarını önemli ölçüde
artırdığı bir yıl oldu. 2018’de bu kadar yüksek bir gerçekleşme beklenmese de
büyümenin devam edeceği belirtilebilir. Dolayısıyla hisse senetlerinde büyük
bir çöküş beklemiyorum.
Piyasalardan gerginliği
artıran önemli bir husus, Fed’in yeni başkanıyla birlikte bu yıl 3 yerine 4 kez
faiz artışına gidebileceği oldu. ABD faizlerindeki hızlı artış gelişmekte olan
ülkelerden fon çıkışını beraberinde getirebilir. Bu noktada Fed’in Mart ayı
toplantısı büyük önem arz ediyor. Muhtemelen bu yılın ilk faiz artışı gelecek
ancak sonrasına dair verilen bilgi daha önemli olacak. Burada çok konuşulmayan
bir ihtimalden bahsetmek istiyorum. Piyasalarda tedirginlik devam ederse ve Fed
2 faiz artışına işaret ederse bu durum gelişmekte olan ülkelere fon akışını
beraberinde getirebilir. Geçen yıl Mart ayında olduğu gibi. 2017 Mart
toplantısında yıl içinde 4 yerine 3 kez faiz artışının yapılacağının
anlaşılmasıyla birlikte Dolar/TL 3,70’den 3,40’lara kadar gelmiş sıcak para
girişi ile hisse senetlerimiz de önemli artışlar göstermişti. Ancak benim
tahminin Fed’in 3 kez faiz artışı gerçekleştireceği yönünde. Burada da kullanılan
dil çok önemli olacaktır.
Türkiye için kısa vadede
büyük bir sorun gözükmüyor. Ancak yüksek enflasyonun yapışkanlık kazanması,
mali disiplinin bozulmaya başlaması ve jeopolitik risk tedirginlik oluşturuyor.
Diğer taraftan beyin göçü, hukuk ve eğitim alanında yapısal reform ihtiyacının
daha da artmış olması uzun vadede piyasalar üzerinde baskı oluşturacağa
benziyor.
2018 de bende 3 faiz artışı bekleyenlerdeniz ama bu kez her artış 0.25 değil 0.5 olabilir.
YanıtlaSilMahfi hocam yaniladabilir öngörünuz dilerim gerçekleşmez ancak bende duzeltme olabilir diye düşünüyorum
YanıtlaSil