Bankacılık sektörünün 2017 yılı
Eylül ayına ilişkin verileri BDDK tarafından açıklandı. Eylül ayına ait temel
göstergelerini, aylık verileri ele alarak değerlendirelim. Karlılık ile
başlayalım. Aşağıda yer alan grafikte bankacılık sektörünün aylık kar rakamları
bulunmaktadır.
Bankalar Eylül ayında 3,9
milyar TL, 2017’nin ilk dokuz ayında da 37,2 milyar TL kar elde ettiler. Söz
konusu kar 2016 yılının ilk dokuz ayı ile karşılaştırıldığında, %28,6 oranında
bir artışa karşılık geliyor. Eylül 2017’de elde edilen net kar rakamı, Ağustos
2017 ile karşılaştırıldığında ise %7,8’lik bir azalış konusu. Eylül ayı kar
rakamı önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında da %65,8 oranında oldukça
yüksek bir artış görülmekte.
Eylül ayında bankacılık
sektörünün toplam aktifi artarak 3,05 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam
aktifler Eylül ayında bir önceki aya göre %2,1 oranında artış göstermiştir. Bankacılık
sektörünün toplam aktifleri Eylül ayında önceki yılın aynı ayına göre %20,5
oranında artış göstermiştir.
Dolar bazında baktığımızda ise
toplam aktif büyüklüğünün bir miktar gerileyerek 862 Dolar olarak
gerçekleştiğini görüyoruz. Dolardaki yükselişe paralel olarak 2016’nın son
çeyreğinde düşüşe geçen aktif toplamı Ocak ayında 760 milyar Dolara kadar
geriledikten sonra aralıksız yedi ay artış göstermiştir. Eylül ayında ise
kurların hareketlenmesi ile birlikte Dolar bazında aktif toplamında bir azalış
gerçekleşmiştir. Dolar bazında Eylül ayında önceki aya göre %0,9 oranında azalan
aktif toplamı, önceki yılın aynı ayına göre %1,9 oranında artış göstermiştir. Bankaların
aktif toplamı TL bazında artarken, Dolar bazında gerilemiştir.
Aşağıda yer alan grafikte de
krediler ve mevduat hesapları yer almaktadır. Bankacılık sektörünün toplam
kredileri Eylül ayında 1,99 trilyon TL olarak rekor düzeyde gerçekleşmiştir. Krediler
bir önceki aya göre %2 oranında artış gösterirken, bir önceki yılın aynı ayına
göre %23,9 oranında artış kaydetmiştir.
Eylül ayında mevduat tutarı 1,64
trilyon TL olarak krediler gibi rekor düzeyde gerçekleşmiştir. Mevduat bir
önceki aya göre %2,1 oranında artarken, önceki yılın aynı ayına göre %22
oranında artış göstermiştir.
Aylar sonra ilk kez mevduat
artış oranı kredi artış oranının üzerinde gerçekleşmiştir. Böylece Kredi /
Mevduat oranı bir miktar azalarak %121,9’a gerilemiştir. Hala oldukça yüksek
olsa da söz konusu gerileme olumlu karşılanmalıdır.
Bir ülkede yerli para
fonksiyonlarını tam olarak yerine getirmediğinde, insanlar tasarruf ve
yatırımlarında yabancı paralara yönelebilir. Bu durumun yaşandığı süreçlere
dolarizasyon adı verilir. Dolarizasyon hakkında daha detaylı bilgi için ilgili
yazımı okuyabilirsiniz. Bankalarda yabancı para cinsinden açılan
hesaplara da tevdiat hesabı adı verilmektedir. Dolarizasyonun en önemli
göstergesi tevdiat hesaplarının toplam mevduat hesapları içindeki payıdır.
Aşağıda yer alan grafikte,
tevdiat hesaplarının toplam mevduata oranının 2016 yılı Eylül ayında %39 ile ilgili
süreçte en düşük değerinde olduğunu görüyoruz. Tevdiat hesaplarının oranı
artarak Ocak 2017’de %44,5’e yaklaşmış, Şubat ayında ise bir miktar düşerek %44
düzeylerinde gerçekleşmiştir. İlgili aylarda Dolardaki rekor düzeylerin kar
satışlarını beraberinde getirmiş olduğunu söyleyebiliriz. Mart 2017’de ise bu
oran %44,5 ile 2016 yılbaşından bu yana en yüksek seviyesine çıkmıştır. Nisan
ayında da bu oran artmaya devam etmiş ve %44,73’e ulaşmıştır. Mayıs ayında ise
%44,47’e gerilemiştir. Bu azalış Temmuz ayına kadar devam etmiş ve tevdiat
hesaplarının toplam mevduat içindeki oranı %43,3’e kadar gerilemiştir. Ancak
Ağustos ayında tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki oranı artışa geçmiş
%43,8 olarak gerçekleşmiştir. Eylül ayında da yabancı para mevduatlarının
toplam mevduat içindeki oranı değişmeyerek %43,8 oranında kalmıştır.
Tevdiat hesaplarının
oranındaki artış bankaların döviz kuru riskini artırmaktadır. Bankalar bu riski
dövizli kredi kullandırarak firmalar ile paylaşmak isteseler de, firmalara
kullandırılan kredilerin toplam krediler içindeki oranı bu seviyelere
ulaşmamaktadır. Hal böyle olunca bankalar son aylarda TL mevduatın faiz
oranlarını, tevdiat hesaplarının faiz oranlarından daha fazla artırarak
tasarruf sahiplerini TL mevduat hesaplarına yönlendirmeye çalışmışlardır. Bu
durumun nasıl gerçekleştiğini görmek için ilgili yazıma göz atabilirsiniz.
Bankaların uyguladığı bu stratejinin sonuç verdiğini ve TL mevduatın tevdiat
hesaplarından daha fazla artarak döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat
içindeki oranını düşürdüğünü söyleyebiliriz. Ancak Ağustos ayı ile birlikte
durum bir miktar değişiklik göstermiş döviz hesaplarının ağırlığı artışa
geçmiştir. Bu durum Eylül ayında da devam etmiştir. Tasarrufların %44’ünün yabancı
para cinsinden tutuluyor olması, ekonomi açısından sağlıklı bir durum
değildir.
Özet
olarak;
1) Eylül ayında bankacılık sektörünün
karı önceki aya göre azalırken bir önceki yılın aynı ayına göre artış göstermiştir.
Bankacılık sektörünün ilk dokuz aylık karı, önceki yılın aynı dönemine göre de %28,6
oranında artış göstermiştir.
2) Aktif
toplamı TL bazında bir miktar artarken, Dolar bazında azalmıştır. Bankaların
aktif toplamı TL bazında rekor düzeydedir.
3) Aylar
sonra mevduat, kredilerden daha hızlı oranda artmıştır. Hal böyle olunca Kredi
/ Mevduat oranı az da olsa azalarak %121,9 olmuştur.
4) Tevdiat
hesaplarının toplam mevduat içindeki payı Eylül ayında Ağustos ayı ile aynı
oranda %43,8 olarak gerçekleşmiştir.
Suan merkez bankasinin en az 75 baz puan faiz arttirimi yapmasi lazim. sartlar tekrar 2017 ocak ayina dondugumuzu gosteriyor ne gariptir ki 2014 ocaktan 2017 ocaga 3 yil dayanabilen direnc gosteren ekonimi 11 ayda direnci kalmamis gribe yakalanmis durumda.Bu durumda dovizin daha da yukselmesi onumuzdeki fed faiz arttirirmi abd deki zerrab davasini da ele aldik mi dolarin nereye gidecegi belli degil. Kisaca ekonomi derhal faiz arttirimina ihtiyac duyuyor! Ben merkez bankasinin yerinde olsam gostermelik de olsa 50 baz puan 75 baz puan faiz arttirimina gider ocakta tekrar 50 ve ya 75 baz puanlik arttirimla riskleri berataraf etmeye calisirdim.
YanıtlaSilSunu cok iyi bilmek lazim ki doviz satarak doviz alarak dovizi kontrol etmek gaflet ve dalalettir. tarihte gecmis tecrubelerde gostermistir ki doviz satarak dovizi kontrol etmek havanda su dovmeye benzer! hatta tasima su ile degirmen dondurmekle esdeger. doviz satarak dovizi kontrol etmek ancak ve ancak kisa sureli kur dalgalanmalari ortaminda stabil yuruyen ekonomik kosullarda mumkundur. ornegin kur bugun 3.50yse ertesi gun 3.65 oluyorsa bir baska gunde 3.40 oluyorsa doviz piyasasina ceki duzen vermek adina doviz alinip satabilir!Kisaca doviz piyasasindaki duzenzlikleri bertaraf etmek adina olur.piyasalari duzenlemek amaciyla regule etmek icin yapilabilir. ama kur gunbe gun yukseliyorsa ileride de yukselme ihtimali cok guzluyse doviz satmak yangina benzin dokmek olarak bile karsilanabilir...bu gecmiste oldu!
Ancak durum ve konu su an bu degil! Turkiye 2005lerin Turkiyesi degil kisaca!
Mevcut duruma baktigimizda hareketsiz merkez bankasi karsisinda, hazine faizleri cok kisa zamanda 13lerden 15 16 bandina gelecek dovizde dolarda yukselik tutulamayacak hatta dolar 4.25ler bandina dahi gelebilecektir. Boyle bir durumdan sonra ocakta 200 baz puan faiz arttirirmin ne faydasi ne icabi kalacaktir.Kalsa bile ekonomi gec hareket etmenin bedelini baska bir olumsuz dengede karsilayacaktir!!!!
Merkez bankasinin yapmasi gereken en yakin zamanda 50ser puanlik faiz arttirimlarina baslamasi ocakta da yine arttirim yapip daha sonraki aylarda bekle gor politikasina evrilmnesi sarttir.
Su asamada dolarin 4 bandinda eurnun da 4.50 bandi cari sorunlarimizi ele aldigimizda tahakkum edilebilecek seviylerdir.
Mevcut turkiye atmosferi yuksek butcce acigi yuksek enflasyon hasebiyle hazine faizleri uzerinde baski olusturmaktadir. dahasi yuksek cari acik ve yuksek diger ulkelerle farklilasan arayi acan enflasyon nedeniyle de kuru yukari tasima potansiyelini gostermektedir.
Dis faktorler ise zaten bellidir::::; Fedin faiz arttirimlari+ zarrap davasi+ fed ve ecbnin parasal sikilastirma yavaslatma programlari+yukselen gectigimiz aylara gore yuksek seyreden petrol ve diger emtia fiyatlaridir!
Sizin benim yorumum hakkindaki gorusunuzu katilip katilmadiginizi merak ediyorum dogrusu lutfen bir iki sey yazarsaniz sevinirm
saygilarimla
Namik sayiltan
Namık Bey merhaba,
SilHaklılık payınız yüksek. Para politikası yeterince sıkı değil. Bu durum tasarruf sahiplerini tevdiat hesaplarına veya tüketime sevk ediyor. Bu da kur ve enflasyonu baskılıyor. Özellikle son yazılarımda bu konu hakkında görüşlerimi bildirdim. Aynı zamanda Merkez Bankasının GLP uygulamasını sonlandırması politika faizine dönmesi gerektiğini düşünüyorum.
Merhaba,
YanıtlaSilAnalizlerinizi gerçekten merakla takip ediyorum. Finans alanında bireysel blogların önemi henüz ülkemizde anlaşılmış değil. Özellikle bireysel anlamda finansal analiz ve değerlendirmeler için. Ben de bu konuda bir blog yazıyorum. Ana konusu finansal bağımsızlık. Bireylerin harcamalarında yapacakları akılcı değişikliklerle tasarruf oranlarını yükselterek finansal bağımsızlığa (milyoner olmaya) ulaşmaları sürecini anlatıyorum. Eğer göz atıp değerlendirmelerinizi paylaşırsanız katkıları olacağını düşünüyorum. Teşekkürler
www.mrmilyoner.com
Toplumda finansal okuryazarlığın artırılmasının karşılığı çok büyük. Dolayısıyla bu yönde ortaya konan çabalar da o kadar önemli ve değerli. Sitenizi inceledim, önemli konulara dikkat çekmişsiniz. Başarılar diliyorum.
SilHenüz emekleme aşamasındayım, yazmak güzel bir uğraş fakat insanlar okuduğu ve ulaştığı müddetçe. Blog tanıtımı ve reklamı zormuş, sizin blogunuz çok ciddi takip ediliyor. Sanırım kalite zamanla ortaya çıkıyor.
SilEğer ilgilenirseniz, sizinle iletişime geçmek tecrübelerinizi dinlemek isterim. Teşekkürler.
iletisim@mrmilyoner.com
Mahfi hocanın sitesinde blog yazmaya yeni başlayanlara tavsiyelerin yer aldığı bir yazısı var. Bulup okumanızı tavsiye ederim. Sabırla yazmaya devam ederseniz zamanla trafik artacaktır. Başarılar dilerim.
Sil