Son
iki yazımda, önce Merkez Bankasının yüksek enflasyon ile mücadele eden
ekonomilere göre yeterince sıkı bir para politikası uygulamadığını ortaya
koymuştum. Sonra da Merkez Bankasının bu politikasının bugüne özgü olmadığını,
geçmiş yıllarda da benzer bir politika sergilediğini anlatmaya çalışmıştım.
Bu
yazımda da gazetelerin ekonomi haberlerinde zaman zaman manşet olan bir başlık
kullandım. Merkez Bankasının çeşitli nedenler ile kurlardaki hızlı yükseliş
sonrası yaptığı yüksek faiz artışlarının etkisini değerlendirmeye çalışacağım.
Önce basit bir hesaptan bahsedelim. Ülke olarak faizleri artırdığınızda,
kendisine yüksek getiri arayan sıcak para o ülkeye giriş yapar, yani yabancı
yatırımcı dövizini TL’ye çevirir başta devlet borçlanma araçları olmak üzere TL
cinsinden yüksek faiz taşıyan menkul kıymetleri satın alır. Böylece döviz
bollaşır ve değeri düşer. Başka bir ifade ile TL değer kazanır. Bu anlatmaya çalıştığım
mantık ülkemizde nasıl işledi buna bir bakalım.
2011
yılından bu yana döviz kurlarının hızla yükselişe geçtiği 3 dönem karşımıza
çıkıyor. Bu durumlar aşağıda yer alan grafiklerde bulunuyor. Kurun hızlı ve
yüksek artışları sonrasında Merkez Bankasının yaptığı faiz artışını ve
sonrasında kurun nerede dengelendiğini değerlendirmeye çalışalım.
Aşağıda
yer alan grafik 2011 – 2012 yıllarındaki ilk döneme ait. Dolar TL 1,50
seviyesinden 1,92’ye kadar yükselerek %28 oranında artış gösteriyor. MB ise
faiz oranlarını %6,25’ten %11,93’e kadar çıkararak %91 oranında arttırıyor.
Tarih aralıklarını değiştirdiğinizde şüpheniz oranlar da kısmen değişecektir.
Ancak MB’nin faiz artışlarının dolardaki artışa paralel gerçekleşmediği ve
MB’nin bir süre beklemede kaldığı grafikten görülüyor. Sonrasında yüksek faiz
kur üzerinde beklenen ektiyi gösteriyor ve Dolar TL bir miktar geriliyor. MB
faizleri tekrardan aşağıya çekiyor ve kur 1,80 seviyesinde dengeleniyor böylece
gördüğü zirveye göre %6 oranında değer kaybediyor.
İkinci
dönem 2013 – 2014 yıllarını ait. Bu sefer MB faiz artışları kurdaki artışa önce
eşlik ediyor. Sonra kur yükselmeye devam ederken MB faizi yatay seyretmeye
başlıyor ve sonra ise kurun hızlı yükselişi geliyor. Bu süreçte Dolar TL %30
oranında artış gösterirken, faiz %100 oranında artış gösteriyor. Faiz artışı yine
beklenen etkiyi yapıyor ve Dolar TL gördüğü zirveden %8 oranında gerileyerek
dengeleniyor.
3.
dönem güncel durumu da kapsayan 2016 – 2017 yıllarına ait. Ocak 2017 yılı ile
birlikte MB’nın faizleri önemli oranda artırmasıyla birlikte ilk olarak Mahfi
Eğilmez Bey bu konuyu gündeme getirmiş ve faiz kur ilişkisini bir kez daha
bizlere hatırlatmıştı. Bu süreçte de Dolar TL yükselişini 3,88’e kadar
sürdürerek %34 oranında artış gösteriyor. MB faizi ise %55 oranında artıyor.
Sonrasında %11’lik bir geri çekilme gerçekleşiyor.
Üç
dönemin değerlendirmesini bir tabloda bir araya getirelim. Aşağıda yer alan
tabloda Doların TL karşısındaki artışının her dönem biraz daha yüksek oranda
gerçekleştiğini görüyoruz. Merkez Bankasının faiz artış oranı ise ilk iki
dönemde yüksek son dönemde faizlerdeki artış kısmen düşük, %55 düzeyinde. Faiz
artışlarından sonra kurda geri çekilmeler görülmüş. Bu geri çekilmelerde her
seferinde daha yüksek bir oranla gerçekleşmiş. Yani yüksek artış sonrasında
daha yüksek bir azalış gerçekleşmiş.
|
$/TL Artış Oranı
|
Faiz Artış Oranı
|
$/TL Azalış Oranı
|
1. dönem 2011 - 2012
|
28%
|
91%
|
6%
|
2. dönem 2013 - 2014
|
30%
|
100%
|
8%
|
3. dönem 2016 - 2017
|
34%
|
55%
|
11%
|
Şüphesiz
döviz kurları birçok faktörden etkileniyor. Aynı zamanda her dönemin kendine
özgü dinamikleri de söz konusu. Ancak faiz artışlarının kur üzerinden yaptığı
etki de ortada. Bu durum sadece son yıllara özgü de değil. Biraz daha gerilere
ait bir örnek daha görmek isterseniz bu konuyla ilgili iki yazımı da
okuyabilirsiniz.
Öyleyse
genel bir değerlendirme yapalım.
- Merkez
faiz silahını çekince sıcak para kurun ateşini söndürüyor.
- MB
faiz artışında temkinli davranıp acele etmiyor. Geç kaldığını söylemek belki daha
doğru olabilir. Faiz artışı kurdaki artıştan daha sonra geliyor. MB’ye
yöneltilen eleştirilerin başında bu beklemenin geldiğini de belirtelim.
- Artan
faiz, kuru bir miktar geriletse de kur eski seviyesine dönmüyor.
Geçmişte
olan bu. Gelecekte aynen devam eder mi bilemeyiz. Ancak olan biteni anlamadan
geleceğe dair öngörülerde de bulunamayız. Peki, kurda bir sonraki atak ne zaman
gelir? MB ne yapar? Faiz silahına davranmak zorunda kalır mı? Yine yavaş mı
hareket eder? Bu sorulara da sonraki yazımda cevap arayalım.
Yurtdışından gelen sıcak para dolar cinsinden gelip içeride TL'ye dönüyor. %12 faiz alıp yeni kurdan dolara geri dönüp gidiyor kabaca. Bu işin bir de ödeme boyutu var elbette. Biz içeride ne yapıyoruz ki %12 gelir getirsin ve bu oranla aldığımız borcu geri ödeyebilelim? Devlet başta olma üzere tüm borçlular da bu faizi ödeyebilmek ve ayrıca kur artışını da karşılayabilmek için fiyatlara yüklenecekler. Bu da enflasyon olarak geri dönüyor işte yazdığınız gibi. Her ne kadar enflasyonun neden, faizin sonuç olmasını savunsanız da sanki buradaki denklemde hem dolardan hem de faizden kaynaklı bir maliyet enflasyonu var. Bu da bir fiyatlar koşuşturmacası yaratacak yani bir kere artmaya başlayan şeyler daha da artacaklar. Devlet, malum, ilk fırsatta artış yapar ve geri de almaz. Bu durumda ikiz açık gibi bir soruna ek olarak hem dövizin hem faizin hem de enflasyonun artma eğiliminde olduğu bir üçlü bela ile karşı karşıyayız. Hiçbir şekilde %10 ve üzeri oranlardaki artışlar karşılanamaz. Ülke aşağı doğru inen bir spirale doğru gidiyor hızla. Bundan çıkış sağlayacak katma değerli üretim de olmayınca artık sonumuz Allah kerim.
YanıtlaSilTeşekkürler.
3,45-3,48 bandi, teknik olarak, dolar alimi icin uygun gorunuyor. Bu seviyeler alim icin riskli.Ytd
YanıtlaSilTeknik olarak, dolar almak icin, 3,45-3,48 bandi uygun gorunuyor. Bu seviyeler, yuksek ve riskli. Ytd
YanıtlaSil