Son
aylarda mevduat faizlerindeki yükseliş endişe oluşturuyor. %15, %16 gibi
oranlar ile toplanan mevduatın bankaların maliyetini artırdığı, bu durumun
kredilere yansımasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. Endişeler yersiz de değil.
Ancak 30 Haziran ile biten haftada bankalar ortalamada %11,78 ile konut, %14,83
ile taşıt, %16,92 ile ihtiyaç ve %15,44 faiz oranı ile de ticari kredi
kullandırdılar (http://evds.tcmb.gov.tr/). %15, %16 ile fon
toplayan bankalar, kredileri bu oranlar ile nasıl kullandırmaktalar? İşin
aslına hep birlikte bakalım.
Bankalar
tasarruf sahiplerinin talepleri doğrultusunda çeşitli vadeler ile mevduat
toplamaktalar. Yani tasarruf sahipleri tercihleri doğrultusunda 1 aya kadar, 3
aya kadar, 6 aya kadar, 1 yıla kadar veya 1 yıl ve daha uzun vadelerde, bankalarda
mevduat hesabı açtırılabiliyor. Tercihler ise genellikle 3 aya kadar vadeli
hesap açtırma yönünde oluyor. Detay için ilgili yazı okunabilir. Bankalar farklı vadeler için müşterilerine farklı oranlar sunmaktadırlar.
Örneğin 1 aya kadar vadeli hesap açtırmak istediğinizde yıllık faiz oranı %10,8
iken, 6 aya kadar vadeli bir hesap açtırmak istediğinizde yıllık faiz oranı
%14,52 olabilmektedir. Örnekte verdiğim oranlar açıklanan son güncel ortalama faiz
oranlarıdır. Bankalar çeşitli vadelerde mevduat toplayıp her bir vade için
farklı bir faiz maliyetine katlanmaktadır. Açılan tüm vadeli hesapların
ortalama faiz oranı da önemli bir gösterge olmaktadır. Merkez Bankası mevduatın
faiz oranlarını her bir vade için olduğu gibi, tüm vadeler için de yayınlamaktadır.
Aşağıdaki grafikte de bu oranlar yer almaktadır.
Grafikten
görüleceği üzere mevduatın tüm vadeler için ortalama faizi %12’yi bir miktar
geçmiş son hafta ise bir miktar düşüş gerçekleşmiştir. 2017 yılında %15, %16 gibi
yüksek faiz oranları ile mevduat hesabı açtıranlar olmuştur. Ancak %8 gibi
oranlar ile de hesap açtıranlar bulunmaktadır. Diğer taraftan müşteri
çekebilmek adına kısa bir süre için yüksek faiz uygulayıp sonrasında daha düşük
faiz oranları uygulayarak bankalar mevduata ulaşmanın maliyetini
azaltabilmektedirler. Sonuçta karşımıza yukarıdaki grafik çıkmaktadır. 2017
yılbaşından bu yana mevduatın ortalama faizi %9,5’den %12,05’e ulaşarak %27
oranında artış göstermiştir. Bu artış şüphesiz yüksektir ve önem arz
etmektedir. Peki artış neden kaynaklanmıştır? Özetle, artan enflasyon oranından,
hazinenin artan borçlanmalarından ve 200 milyar TL’ye ulaştığı belirtilen Kredi
Garanti Fonu destekli kredileri finanse edebilmek için bankaların mevduat
toplama isteğinden kaynaklandığı belirtilebilir.
Yukarıdaki
grafikte bankaların mevduat için ortalamada yıllık olarak ödemeyi taahhüt
ettiği faiz oranları bulunmaktadır. Ancak mevduatın yaklaşık %20’si vadesizdir
ve bankalar vadesiz mevduat hesaplarına genellikle faiz ödemezler. Bu durum
bankaların mevduata ulaşma maliyetini yukarıda yer alan grafikteki oranlardan çok
daha aşağıya çekmektedir. Örneğin vadeli mevduata %12 taahhüt eden bankalar,
ilgili dönemde mevduatın %20’sine (vadesiz olan kısım) faiz ödemezse, mevduata
ulaşma maliyeti %9,6 olmaktadır. Diğer taraftan zorunlu karşılık oranları da bu
maliyeti bir miktar artırmaktadır.
Özetle;
bankaların fona ulaşma maliyetleri artmıştır. Ancak konuşulan %15, %16 gibi
yüksek oranlar gerçeği, yani banka mevduatlarının ortalama faizini
yansıtmamaktadır.
Buraya
kadar mevduatın faiz oranlarını bankalar için değerlendirdik. Bir de tasarruf
sahipleri yani mudiler açısından konuyu ele alalım. Yukarıda bahsedilen faiz
oranları brüttür. Yani stopaj kesintisi yapıldığı için, mudiler bu oranlarda
faiz geliri elde etmemektedirler. Daha önce bahsettiğim gibi mevduatın vadesi
kısa olduğu için, çoğu hesaptan %15 oranında stopaj kesintisi yapılmaktadır.
Aşağıda yer alan grafikte söz konusu kesinti yapıldıktan sonra mudilerin eline
geçecek olan net faiz oranları ile aylık enflasyon oranları yer almaktadır.
Yılbaşından
bu yana enflasyon oranları net faiz oranlarının üzerinde gerçekleşmiştir. Zaten
artan enflasyon oranlarının, mevduat faizlerini artırdığına değinmiştik. Ancak
enflasyon oranlarının geçmişe, net faiz oranının da geleceğe baktığını bilmek
gerekir. Yani Haziran ayındaki %10,9’luk enflasyon oranı son bir yıla aittir.
Yine Haziran ayında %10,24 net faiz oranı ile (ortalama budur) açılan vadeli
hesaptan, gelecekte, vade sonunda faiz elde edilecektir.
Vadeli
mevduatta amaç nominal değil, reel faiz elde etmek, böylece satın alma gücünü
artırmaktır. Bu da ilgili dönemde net faiz oranının enflasyon oranından yüksek
olması ile mümkün olur. Son aylarda vadeli mevduat hesabı açtıranlar, şayet enflasyon
düşerse reel bir kazanç elde edebileceklerdir. Enflasyon yüksek seyrini korursa
mevduat sahiplerinin satın alma güçleri bırakın artmayı aksine azalacaktır. Son
yıllarda genelde durum böyle olduğu için tasarruf sahipleri döviz tevdiat
hesaplarına yönelmekte veya tüketimlerini artırmaktadır. Böylece dolarizasyon arttığı gibi enflasyon da bu durumdan olumsuz etkilenmektedir.
Demek
istediğim söz konusu mevduat faiz oranları ile tasarruf sahipleri sadece satın
alma güçlerini koruyabilmektedir. Şayet milyon TL’nin üzerinde bir tasarrufunuz
varsa %12, %13 net faiz oranı ile vadeli mevduat hesabı açtırabiliyor, o
zaman satın alma gücünüzün artırma ihtimalini yükseltmiş oluyorsunuz. Satın
alma gücünüzün artması enflasyona bağlı. Siz bugünden yüksek meblağdan dolayı
görece yüksek faiz ile hesap açtırıyorsanız, gerçekleşecek olan reel faiz de
görece daha yüksek olacaktır. Evet, zenginler mevduat hesaplarından daha fazla
kazanmaktadırlar. Finansal okuryazarlığı düşük, özellikle vade sonundaki
yenilemelerde banka ile iletişim kurmayan mudilerin de satın alma güçleri
azalacağa benziyor. Ortalamada ise mevduata yapılan yatırımla sadece satın alma
gücü korunacak gibi.
Dolayısıyla
yüksek enflasyon ile mücadele daha isabetli bir tercihtir. Zira vadeli mevduat
hesapları ortalamada sadece satın alma gücünü koruyabilmektedir.
Sn. Yazar nispeten küçük birikimlere sahip olanların enflasyondan korunmak için alternatif seçenekleri neler olabilir? Bir korunma yöntemi var mı?
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Bireysel emekliliğiniz yoksa yaptırmanızı varsa da ödemelerinizi mümkün olduğunca artırmanızı tavsiye ederim.
Sil👍👍👍
SilYazıdan anladığımız kadarıyla bunun tek yolu dövize yönelmek ki bu da zaten olmakta. Bu durum dolarizasyonu arttıracağı gibi temel girdisi ithalat kaynaklı olan üretim sanayimize de maliyet enflasyonu olarak yansıyacaktır. Yani o da enflasyonu arttıracaktır. Bireysel bazda da yine olsa olsa alım gücünün aynı kalmasına yarar, yani bir yatırım ya da gelir olarak görülemez.
YanıtlaSilEnflasyonu durdurmak için alınması gereken önlemlerin hemen hepsi büyümeyi de durduracaktır. Bu da siyasal olarak kabul edilmesi çok zor bir durum. İnsanlar ne anlama geldiğini bilmeseler bile büyümenin düşmesini olumsuz olarak algılayacaklardır. İşin garip tarafı da bu anlayıştan bugüne dek büyük prim sağlayan siyasetçiler bu noktada zarar eder duruma düşecekler ve hatta belki de büyümenin pek de önemli olmadığı türünden bir söylem geliştirmek durumunda olacaklardır.
Teşekkürler ve saygılar.
Rica ederim.
Silyazarın adı neden yok tezime ekleyeceğim ama kaynak gösteremiyorum
YanıtlaSilyazar adı lazIm kaynak göstericem
YanıtlaSil