Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
bankacılık sektörünün Nisan 2017’e ait verilerini açıkladı. Bankacılık
sektörünün temel göstergelerini ele alalım. İlk olarak karlılık ile başlayalım.
Aşağıda yer alan grafikte bankacılık sektörünün aylık kar rakamları
bulunmaktadır. Nisan ayında 4,2 milyar TL, 2017’nin ilk dört ayında da bankalar
17,5 milyar TL kar açıkladılar. Bu rakam 2016 yılının ilk dört ayına göre, %59
gibi oldukça yüksek bir artışa karşılık geliyor. Nisan 2017’de elde edilen kar
rakamı, Mart 2017 ile karşılaştırıldığında ise %12’lik bir azalış söz konusu. Bankacılık
sektörünün karı bir önceki aya göre azalsa da söz konusu kar rakamlarının düşük
olmadığı da bir gerçek.
Nisan ayında bankacılık sektörünün
toplam aktifleri 2,89 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam aktifler Nisan
ayında bir önceki aya göre %0,8 oranında artış göstererek en yüksek düzeye
ulaşmıştır. Bankacılık sektörünün toplam aktifleri önceki yılın aynı ayına göre
ise %20,6 oranında artış göstermiştir.
Dolar bazında baktığımızda ise toplam
aktif büyüklüğünün 817 milyar Dolar olduğunu görüyoruz. Dolardaki yükselişe
paralel olarak 2016’nın son çeyreğinde düşüşe geçen aktif toplamı Ocak ayında
760 milyar Dolara kadar geriledikten sonra üç ay artış göstermiştir. Nisan
ayında önceki aya göre Dolar bazında %3,3 artan aktif toplamı, önceki yılın
aynı ayına göre %4,8 oranında gerilemiş bulunmaktadır.
Aşağıda yer alan grafikte de krediler ve
mevduat hesapları yer almaktadır. Bankacılık sektörünün toplam kredileri Nisan
ayında 1,86 trilyon TL olarak rekor düzeyde gerçekleşmiştir. Kredilerdeki
artışta en önemli pay, Kredi Garanti Fonu garantileri yoluyla sağlanan
kredilere aittir. Bu kredilerin 180 milyara ulaştığı ifade edilmektedir. Krediler
bir önceki aya göre %1,5 oranında artış gösterirken, bir önceki yılın aynı
ayına göre %22,6 oranında artış kaydetmiştir.
Nisan ayında mevduat ise 1,54 trilyon TL
olarak rekor düzeyde gerçekleşmiştir. Mevduat bir önceki aya göre %1,2 oranında
artarken, önceki yılın aynı ayına göre %20,2 oranında artmıştır. Son dönemde
kredilerdeki artış oranı mevduatın artış oranının üzerinde olduğu için, Mevduat
/ Kredi oranı artarak %121 seviyesine ulaşmıştır. Bu durum bankacılık sektörünün
riskini artırdığı için bankalar mevduat toplama yarışına girmişler, böylece
mevduat faizlerinde de ciddi artışlar görülmeye başlanmıştır.
Bir ülkede yerli para fonksiyonlarını
tam olarak yerine getirmediğinde, insanlar tasarruf ve yatırımlarında yabancı
paralara yönelebilir. Bu durumun yaşandığı süreçlere dolarizasyon adı verilir.
Dolarizasyon hakkında daha detaylı bilgi için ilgili yazımı okuyabilirsiniz. Bankalarda yabancı para cinsinden açılan hesaplara da
tevdiat hesabı adı verilmektedir. Dolarizasyonun en önemli göstergesi tevdiat
hesaplarının toplam mevduat hesaplarına oranıdır.
Aşağıda yer alan grafikte, tevdiat
hesaplarının toplam mevduata oranının Eylül ayında %39 ile en düşük değerinde
olduğunu görüyoruz. Dolardaki değer artışına paralel olarak tevdiat
hesaplarının oranı artarak Ocak 2017’de %44,5’e yaklaşmış, Şubat ayında ise bir
miktar düşerek %44 düzeylerinde gerçekleşmiştir. Dolardaki rekor düzeylerin kar
satışlarını beraberinde getirmiş olduğunu söyleyebiliriz. Mart 2017’de ise bu
oran %44,5 ile 2016 yılbaşından bu yana en yüksek seviyesine çıkmıştır. Nisan ayında
da bu oran artmaya devam etmiş ve %44,7’e ulaşmıştır. Dolayısıyla Türkiye’de
yaşanan dolarizasyon sürecinin devam ettiğini söyleyebiliriz. Tasarrufların
neredeyse yarısının yabancı para cinsinden tutuluyor olması yerli paraya olan
güvenin iyice azaldığının göstergesidir.
Özetlemek
gerekirse;
Bankacılık sektörünün karlılığının
azalarak da olsa devam ettiğini görüyoruz. Aktif toplamı TL bazında rekor
seviyedeyken, dolar bazında da artmaya devam ediyor. Bankaların mevduat
faizlerini artırmaları ile mevduat hesaplarında bir artış söz konusu olsa da,
KGF destekli kredilerinin de etkisiyle krediler daha falza artmış
bulunmaktadır. Hal böyle olunca Kredi / Mevduat oranı %121’e ulaşmış ve
bankaların riski artmaya devam etmiştir. Tevdiat hesaplarının toplam mevduat
içindeki payı artarak %44,7’e ulaşmıştır. Yani ülkemizde yaşanan dolarizasyon
süreci devam etmektedir.
yerli para işlevini niye, nasıl yitirir ? Kast edilen enflasyon mu ? Teşekkürler
YanıtlaSilSadece enflasyon değil. Ekonomik problemlerin bir sonucu. Bir ülkede insanlar tasarruflarını dövizde değerlendiriyor, alışverişi dövizle yapıyor, kirasını dövizle ödüyorsa o ülkede dolarizasyon yaşandığını söyleyebiliriz. Bu süreçlerde yerli para değer biriktirme başta olmak üzere işlevlerini kısmen yitirmiş olur. Buna dolarizasyon denmektedir. Ülkemizde 2002-2011 yıllarında ters dolarizasyon 2011'den bu yana da dolarizasyon yaşanmaktadır.
Sil"Ters dolarizasyon "nedir? O vakte kadar mevcut olan dolarizasyonun gerilemesi yani ödeme vb işlemlerin gittikçe olması gerektiği gibi yerli birim üzerinden yapılması mı?
YanıtlaSilEvet. Blogda "Dolarizasyon" başlıklı yazım, detaylı olarak anlatıyor bu konuyu.
Sil