Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasasında
yabancı yatırımcının payı %60 ile %70 arasında değişmektedir. Bu oran yabancı
yatırımcıların payı azaldığında %60’a yaklaşmakta, artığında da %70’e
yaklaşmaktadır. Günümüzde yabancı payı %65 düzeyindedir. Yani Borsa İstanbul’da
yabancı yatırımcının payı, yerli yatırımcıdan daha fazladır. Ancak bu Borsa
İstanbul’da hisse senetleri işlem gören firmaların %65’inin yabancılara ait
olduğu anlamına gelmez. Zira Borsa İstanbul’da halka açıklık oranı ortalama %40
düzeylerindedir.
Yabancı yatırımcının getirisini, önceki yazımda değerlendirdiğim
yerli yatırımcısının getirisinden farklılaştıran iki neden var.
1.
Yabancı yatırımcı döviz kuru riski alıyor. Yani
dövizini bozdurup hisse senedi alıyor. Sonra da hisse senedini satıp sahip
olduğu TL ile tekrar döviz alıyor. Döviz alış ve satış dönemleri doğal olarak
farklı. Dolayısıyla bu durum getirisine olumlu ya da olumsuz şekilde
yansıyabiliyor. Türkiye’de döviz kurları genelde artış gösterdiği için, çoğunlukla
olumsuz yansıyor diyebiliriz.
2.
Diğer taraftan yabancı yatırımcının reel getirisini
hesaplarken kendi ülkesinin enflasyon oranını dikkate almak gerekiyor. Zira
yaşanan ülkenin enflasyon oranı, yatırımcının satın alma gücünü azaltıyor.
Borsa İstanbul’a, yabancı yatırımcıların genelde gelişmiş ülkelerden geldiği
düşünüldüğünde ve gelişmiş ülkelerdeki enflasyon oranlarının Türkiye’den daha
düşük olduğu dikkate alındığında, bu durumun yabancı yatırımcıya olumlu şekilde
yansıdığını belirtebiliriz.
Yabancı yatırımcının Borsa İstanbul’dan sağladığı
getiriyi değerlendirmek için bazı varsayımlarda bulunmak gerekiyor. Yabancı
yatırımcının ABD’de yaşadığını ve yılbaşında gelip yıl sonunda gittiğini
varsayacağım. Yani yılbaşında Dolar bozdurup TL, almakta yıl sonunda da TL’yi
Dolara çevirmektedir. Böylece yıllık getirileri hesaplama imkânı olacak. 31
yıllık süreci iki döneme ayırdım. Neden böyle bir ayrım yaptığımı önceki yazımda açıkladım.
1986-2002 yılları kapsayan ilk
dönemde yabancı yatırımcıların getirisi oldukça yüksek. 1989’da yabancı
yatırımcının yıllık getirisi %364, 1999’da %246, 1987 ve 1993’de %200
civarında. Yabancı yatırımcının en yüksek kaybı 1988 yılında %69 olarak gerçekleşmiştir.
İlk dönemde ortalama yıllık getiri oranı %48’dir. İkinci dönemde yabancı
yatırımcı en yüksek getiriyi %113 ile 2003 yılında sağlıyor. Sonrasında 2009
yılında %103’lük bir getiri oranı söz konusu. 2008 yılında ise yabancı
yatırımcının kaybı %62 oranında. 2003-2016 yıllarını kapsayan ikinci dönemde
yabancı yatırımcının ortalama yıllık getiri oranı %24. Yabancı yatırımcının
ikinci dönemde yıllık ortalama getirisi ilk dönemin tam olarak yarısı kadar.
Yukarıda yer alan grafikte de yabancı yatırımcının
reel getirisi bulunmakta. ABD’de enflasyon oranları Türkiye’deki gibi yüksek
olmadığından, nominal ve reel getiriler arasında fark fazla değil. Reel getiri
konusunda bilgi için ilgili yazı okunabilir. 1989 yılında yabancı yatırımcının reel getirisi %343 ile en yüksek
düzeyde. Bu oran 1999 yılında %237, 1993’de de %198 düzeyinde. En yüksek reel
kayıp 1988’de %70 olarak gerçekleşmiştir. İlk dönemde ortalama yıllık reel
getiri %44’dür. İkinci dönemde en yüksek reel getiri 2003 yılında %109 olarak
gerçekleşmiştir. 2009 yılında bu oran %98, 2007 yılında da %67’dir. Yabancı
yatırımcının 2008 yılındaki reel kaybı ise %62’dir. 2003-2016 yılları kapsayan
ikinci dönemde ortalama yıllık reel getiri oranı %21’dir.
Yabancı yatırımcının Borsa İstanbul Hisse
Senedi Piyasasında sağladığı getiri oranlarını iki döneme ayırıp
incelediğimizde, ilk dönemde hem nominal hem de reel getirilerin daha yüksek
olduğunu görüyoruz. Ancak getiri oranlarındaki dalgalanma, başka bir ifade ile
risk de ilk dönemde ikinci döneme göre daha yüksek. Bu durum da finans
biliminin risk getiri ilkesi ile uyumlu. Yukarıda yer alan grafikte nominal ve
reel getiri arasında çok fazla fark olmaması, ABD’de enflasyon oranlarının Türkiye’nin
enflasyon oranlarından çok daha düşük olmasından kaynaklanıyor.
Yabancı
yatırımcı yerli yatırımcıdan daha fazla mı kazanmış?
Evet. Önceki yazımda yerli yatırımcıların ortalama
yıllık reel getirisinin ilk dönemde %38 (yabancı yatırımcının %44), ikinci
dönemde ise %15 (yabancı yatırımcının %21) olduğunu ortaya koymuştuk. Bu durum,
yabancı yatırımcının döviz kurundaki artıştan kaynaklı dezavantajının, yaşadığı
ülkedeki enflasyon oranının daha düşük olmasının sağladığı avantajdan, daha
düşük olmasıyla mümkün olmuştur.
Özetleyecek
olursak;
Yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’da oldukça yüksek getiriler sağladığını
söyleyebiliriz. Ancak 1986-2002 döneminde sağlanan ortalama yıllık getiri,
2003-2016 döneminin iki katıdır. Tabii ilk dönemde risk de daha yüksek. ABD hisse
senedi piyasalarında tarihsel olarak yıllık ortalama getiri %12 civarındadır.
Türkiye’de ilk dönemde bunun 4 katı, ikinci dönemde de 2
katı kazanç sağlanmıştır. Ancak son iki yılda ise kayıp söz konusudur. Yerli yatırımcıda olduğu gibi yabancı
yatırımcının da Borsa İstanbul’da sağladığı getiri zaman içinde azalmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder