Bankalar tasarruf sahiplerinden
topladıkları fonları, ihtiyacı olanlara kredi olarak kullandıran kuruluşlardır.
Yani bankaların temel fon kaynağı mevduat, temel varlığı ise kredilerdir.
Bankalar eliyle mevduat krediye dönüşür. Bankaların gelirlerinin başında, kullandırdıkları kredilerden elde edilen faiz ve komisyonlar gelmektedir. Mevduata ödenen faiz ise temel maliyet kalemidir. Kredilerden sağlanan faiz geliri ile mevduata ödenen faiz gideri arasındaki fark bankanın karını belirlemektedir. Bankaların şüphesiz mevduata ödenen faiz dışında da giderleri bulunmaktadır.
BDDK verileri ile hazırladığım aşağıda
yer alan grafikte, bankacılık sektörünün kredilerinin mevduata oranı yer
almaktadır. 2003 yılında %43 olan bu oran, 2009 yılı dışında her yıl artarak
2016 yılında %120’e dayanmıştır. 2003 yılında bankalar topladıkları 100 TL’lik
mevduata karşılık 43 TL’lik kredi kullandırmışken, 2016 yılında 100 TL’lik
mevduata karşılık 120 TL kredi kullandırılmıştır. Bu süreçte bankaların
kullandırdıkları krediler, topladıkları mevduattan daha hızlı artış
göstermiştir. 2012 yılı itibariyle oran %100’ü aşmıştır. Yani toplanan
mevduatın dışında başka kaynaklar da kredilere tahsis edilmeye başlanmıştır.
Acaba Kredi/Mevduat oranının söz konusu
artış trendi, olumlu mu yoksa olumsuz mu karşılanmalıdır? Başka bir ifade ile
bu trendin banka karlılığı üzerindeki etkisi ne yöndedir?
Kredilerin mevduattan daha hızlı artmış
olmasının (Kredi/Mevduat oranındaki artış) ilk etapta banka karlılığını
artıracağı düşünülebilir. Diğer taraftan artan kredi riskinin iyi
yönetilememesi de banka karlılığını düşürebilir. Ben bu sorunun cevabını Yapay
Zekâ ile araştırdım. Aslına bu soru makale veya tezlere de konu olabilir. Kurduğum
modelin teknik detaylarını merak etmeyenler, bir sonraki paragraftan doğrudan
bulguları okuyabilirler.
Kredi/Mevduat oranının banka karlılığı (çalışmada
özsermaye karlılığını kullandım, ROE) ile olan ilişkisi geleneksel istatistiki
yöntemler ile araştırılsa, negatif yönlü bir ilişki tespit edilecektir. Yani
Kredi/Mevduat oranı artarken karlılık azalmaktadır. Diğer bir deyişle
Kredi/Mevduat oranının çok düşük olması gerekmektedir ki karlılık yüksek olsun.
O zaman bankalar çok az kredi vermelidir denebilir ki, bu durum mantıklı
değildir. Pozitif bir ilişki varsayıldığında da, yani Kredi/Mevduat oranı
arttıkça karlılığın arttığı düşünülürse bu da pek mantıklı değildir. Çünkü bu
durum da banka mevduat toplamasına gelmektedir. Bu açıklamalardan sonra Kredi/Mevduat
oranı ile karlılık arasında doğrusal olmayan bir ilişki bulunduğunu kabul etmek
gerekir. Bu ilişkiyi ben yapay zekâ ile araştırdım. Yapay zekâ teknolojilerinden
en bilineni yapay sinir ağlarıdır. Yapay sinir ağları insan beyninin çalışma
esaslarını taklit ederek makine öğrenmesini gerçekleştirir. Bir diğer yapay zekâ
teknolojisi ise bulanık mantıktır. Bulanık mantık “0” ve “1” değerleri ile
çalışan klasik mantığa karşılık olarak doğmuştur. Bulanık mantık sadece siyah
ve beyazı değil grinin bütün tonlarını dikkate almaktadır. Bulanık mantık insanın
karar verme mekanizmasına daha uygundur. Yapay zekâ teknolojilerindeki
gelişmeler melez sistemleri de doğurmuştur. Yapay sinir ağları ve bulanık
mantığın birlikte kullanılması ile melez bir yapay zekâ teknolojisi olan
sinirsel bulanık sistemler ortaya çıkmıştır. Sinirsel bulanık sistemler yapay
sinir ağlarının öğrenme yeteneğine, bulanık mantığın da insanın düşünce
yapısına uygun olan çıkarım sistemine sahiptir. En yaygın kullanılan sinirsel
bulanık sistem, uyarlanabilir sinirsel bulanık çıkarım sistemidir (ANFIS).
Yukarıda yer alan grafik
Kredi/Mevduat oranı ile karlılık arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Yatay
eksende yer alan Kredi/Mevduat oranı 2003 ile 2016 yıları arasında %43 ile %120
arasında değişmektedir. Kredi/Mevduat oranının %43 ile %60 arasında olması
banka karlılığını değiştirmemektedir. Bu oranın artmaya başlaması ile
karlılıkta artmakta oran %80 düzeylerine geldiğinde banka karlılığı maksimum
düzeye ulaşmaktadır. Kredi/Mevduat oranı %80 düzeylerini aştığında ise banka
karlılığı azalmaya başlamaktadır. Dolayısıyla banka karlılığını maksimum yapan
optimum Kredi/Mevduat oranının %80 olduğu söylenebilir. Bu oran ilgili dönem
için geçerlidir. Optimum düzey zaman içinde değişiklik gösterebilir.
Son aylarda Kredi/Mevduat oranı tespit edilen optimum
düzeyin çok üzerine çıkmış, 2016 yıl sonunda bu oran %120’leri de aşmıştır. Oldukça yüksek olan bu artışın arkasında, Kredi Garanti Fonu’nun sağladığı
destek bulunmaktadır. Bu durumun
banka karlılığına olumsuz yansıması olabilir.
Bu çalışma ışığında banka yöneticilerine
Kredi/Mevduat oranını optimum düzeye çekmek için, mevduat artış hızını kredi
artış hızının üzerinde çıkarmaları tavsiye edilebilir. Kim bilir belki de bu yüzden
mevduat faiz oranları %15’lere çıkmıştır…
Toplumun tüm birikimleri şu anda sistemin içinde değil mi ? faizin %15 çıkması ile ne değişir ki ? ancak bir yerden bir yere kaymış olmaz mı ? Önemli olan tasarrufu özendirmek değil mi? Ürettiğinden fazlasını harcayarak nasıl fon yaratılabilir ki ?
YanıtlaSilHaklısınız. Bu yüzden yastık altı altınları sisteme dahil etmek için çaba sarfediliyor. Uzun yıllar Türkiye'nin tasarruf açığı kapanmayacak. Bu yüzden kredi notumuzu artırıp dışarıdan daha uygun koşullarda fon çekmemiz mantıklı olan.
SilTCMB derhal faizleri mevcut enflasyonun +3 puan yukarisaina tasimalidir. kisaca faizler 13.50 olmalidir.
Sil