Bu sorunun yanına, “Borsa neden uçmuyor?”
sorusunu da ekleyebiliriz.
Referandum öncesi piyasalarda, referandumdan
Evet çıkması halinde Doların Türk Lirası karşısında değer kaybedeceği 3.50 – 3.60
seviyelerinin görülebileceği, hatta sonrasında 3 TL seviyesinin dahi söz konusu
olabileceği konuşuluyordu. Bu beklentinin altında, yılbaşından bu yana Türk Lirasındaki
yüksek değer kaybı da bir miktar bulunmaktaydı. Diğer taraftan Borsa İstanbul’da
da ciddi düzeyde yükseliş bekleniyordu. Zira endeks Dolar bazında oldukça düşük
seviyelerde kalmıştı. Bu senaryoya göre belirsizlik ortadan kalmış ve istikrar
devam etmiş olacaktı.
Peki, referandumdan Evet çıkmış olmasına
rağmen, Dolar ve Borsada söz konusu beklentilerin gerçekleşmemesinin nedenleri
nelerdir? Önce 2017 yılında Doların diğer ülkelerin para birimleri karşısında
değişim oranlarına bakalım. 2017 yılında Dolar Endeksi %2,5 oranında
gerilemiştir. Yani Dolar gelişmiş ülkelerin para birimleri (Euro, Japon Yeni,
İngiliz Sterlini, Kanada Doları, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı) karşısında
değer kaybetmiştir. Dolar, Meksika Pezosu karşısında %9 ve Rus Rublesi
karşısında da %7 oranında değer kaybetmiştir. Rus Rublesinin son yıllarda,
Meksika Pezosunun da, ABD seçimini Trump kazandıktan sonra yani 2016 yılının
son çeyreğinde Dolar karşısında değer kaybettiklerini belirtmekte de fayda var.
Dolar karşısında 2017 yılında sadece Filipinler Pezosu ve Türk Lirası değer
kaybetmiştir. Türk Lirasındaki değer kaybı yılbaşından bu yana %3,6’dır. Diğer ülke
para birimleri karşısında değer kaybeden Dolar, Türk Lirası karşısında neden
değer kaybetmiyor? Şüphesiz bu durum Türkiye ile alakalı.
Referandumdan güçlü bir Evet (%60 gibi)
çıkmamasının bu duruma etkisi olmuş olabilir mi? Çok olduğu söylenemez. Zira anketlerin
çoğu bıçak sırtı duruma işaret ediyordu. Öyle de oldu. Peki bir belirsizlik ortadan
kalkmış olmasına rağmen, neden piyasalarda dalgalanmalar devam ediyor? İki başlık
altında değerlendirelim.
1.
Yeni belirsizlikler
Referandum belirsizliği ortadan kalksa
da, erken seçim söylentilerinin bir süre daha devam edeceğini öngörebiliriz. Bu
konudaki gelişmeler piyasalar tarafından yakından takip edilecektir.
Suriye’ye yeni bir operasyonun
arifesinde olduğumuz anlaşılıyor. Ancak atılacak adımları ve ortaya çıkacak
sonuçları kestirebilmek oldukça zor.
2.
Bozulan ekonomik
görünüm
Yeni seri ile hesaplanan GSYH, en
azından kişi başına düşen gelirin yatay seyrettiğini bize gösterse de, ekonomik
büyüme potansiyelin çok altında gerçekleşmekte, enflasyon ve işsizlik oranları
da alarm vermektedir. Önceki yazımda belirttiğim gibi elimizde sadece mali
disiplin kalmıştır. Onun da referandum sürecinde önemli yaralar aldığı söylenebilir.
Bu noktada üç olası senaryo yazabiliriz.
İlk olarak mali disiplinden vazgeçilerek
ekonomik büyüme ve işsizliği azaltmak için çaba sarf edilebilir. Bunun için kamu
harcamaları arttırılır veya gelir azaltabilecek düzenlemeler yapılabilir. Bu durumda
zaten son yıllarda ekonomik büyüme üzerinde önemli paya sahip olan kamunun
payı, daha da artırılmış olur. Bu seçenekte “Dimyat’a pirince giderken evdeki
bulgurdan olma” riski bulunmaktadır. Ki bu da çok risklidir. Zira elimizde bir
tek mali disiplin kalmıştır, son kalemizdir! Onu da kaybedersek cari açık veren
bir ülke olarak finansman bulmamız oldukça zora girer.
İkincisi böyle kalsın diyebiliriz. Yani mali
disiplinden vazgeçmeyip, düşük büyüme, yüksek işsizlik ve yüksek enflasyona razı
olabiliriz. Bu durum bir süre devam ettirebilir. Sonrasını kestirmek zordur.
Üçüncüsü faizleri yükselterek yabancı
sermayeyi çekip döviz kurlarının bir miktar geri gelmesi sağlanabilir. Mali disiplin
devam ettirilerek enflasyon düşürülmeye çalışılabilir. Düşük büyüme ve yüksek
işsizlik oranları ve artan faiz giderlerine de bir süre katlanmak gerekecektir.
Ekonomik görünüm bozulduğu zaman, tatlı
bir reçete yazmak maalesef mümkün değildir.
"Doların düşmemesinin", "Borsanın
uçmamasının" nedenleri yukarıda bahsedilen faktörlerdir. Yani siyasi belirsizlikler,
artan jeopolitik risk ve bozulan ekonomik görünümdür.
Son söz: Uzun vadede
kendimizi de kandıramayız.
az önce mahfi eğilmezin retweeti ile blogunuzdan haberdar oldum tespitlerinize katılmakla birlikte olasılıkları biraz daha detaylandırarak anlatmanızı isterdim malum bu günlerde konusunda uzman kişiler gerek kişisel menfaatleri gerek hedef tahtasına oturtulmamak adına bildiklerini,öngördüklerini ve sonuçlarını paylaşmakta ketum davranıyor anonim bir bloger olarak sizden bunun aksi bir davranış beklemek çok şey mi istemek olur bilmiyorum lakin bunun ciddi bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum örneğin ikinci başlığın ikinci ve üçüncü paragrafında belirttiğiniz sonrasını kestirmek zor ve bir süre katlanmak gerek tespitinin nelere sebep olabileceğini ve olası sonuçlarını yazmak ben ve benim gibi konuya fransız olanların bizi ne gibi günler beklediğini anlaması ve bilgilenmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum yazı için teşekkür eder kolaylıklar dilerim.
YanıtlaSilHaklısınız. Bir gazete köşesinde yazıyor olsam, kelime sınırı kurtarabilirdi... :) İfade ettiğim üzere bir belirsizlik ortadan kalksa da ülke riskimiz hala yüksek. Finans bilimi risk yüksek olduğunda, size fon sunanların sizden yüksek faiz/yüksek getiri beklediğini söylüyor. Yani faizi düşürmemizin yolu risklerimizi aşağıya çekmek. Bu temel konuda dahi önemli fikir ayrılıkları bulunmakta. Dilim döndüğünce toplumumuzun finansal okuryazarlık düzeyine katkı sunmaya çalışıyorum. Şüphesiz çok şeyi eğitimle aşabiliriz. Biraz daha açarsam; başta Suriye belirsizliği ve diğer riskler sabitken MB faizi artıramazsa Dolar en azından yüksek düzeyde kalabilir. Dışarıda bir dalgalanma olursa da, yıl sonuna doğru Fed'in bilanço daraltması ile olacak gibi, en fazla bizim etkileceğimizi ve makro ekonomik göstergelerimizin kötüleşeceğini maalesef görebiliriz.
YanıtlaSilHocam Türkiye'de bir ekonomik kriz beklentiniz var mı?
YanıtlaSilJeopolitik riskin nasıl evrileceği büyük önem arz ediyor. Suriye konusu çok belirleyici olacak. Ben büyük bir kriz beklemiyorum. Bozulan makro ekonomik görünümün düzeltilmesinin zor olacağını düşünüyor, bu yüzden yapılması gerekenleri dilim döndüğünce ifade etmeye çalışıyorum.
YanıtlaSilÜlkemizde gerçek anlamda serbest piyasa ekonomisi var mı? Borsa tahvil döviz piyasası gerçek anlamda serbest mi ?
YanıtlaSilGünümüzde ülkeler ekonomik sistemleri olduğu gibi uygulamak yerine, biraz ondan biraz da bundan diyerek hareket ediyorlar.
SilPeki dolar dünya piyasalarında yönünü yukarı çevirirse? Açıkçasi ben bu ihtimalde bizim ekonomik durumumuzun dolar kaçışını engellemeye yeteceğini düşünmüyor bu yüzden doların 4 TL rakamını zorlayacağına inanıyorum. Görece daha düşük bir ihtimal mi evet, ama ihtimal dahilinde, sizce ne dersiniz?
YanıtlaSilDolar dünyada değer kaybederken TL karşısında değer kazanıyorsa ki öyle, Dolar güçlendiğinde en çok TL'nin etkilenmesi beklenebilir. Bu durum işimizi daha da zora sokabilir. Doların zayıf kalmasını dilemenin yanında bahsettiğim risklerin iyi yönetilmesi gerekmektedir..
SilPeki Suriye de işler Türkiye'nin beklediği yönde ilerlemez ve A.B.D veya Rusya ile yeniden sıkıntılı bir sürece girilirse, ülke ekonomisinde, insanlarda deprem etkisi yaratacak bir kriz söz konusu olur mu ?
YanıtlaSilŞuan ilişkiler görece iyi gidiyor. Söylediğiniz uç bir durum. Olursa gerçekten kötü olur. Ancak boyutunu kestirmek pek mümkün değil.
Sil