Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış
olarak tanımlanan enflasyon, satın alma gücümüzü azaltıyor. Örneğin Türkiye’de
2002 yılındaki yaklaşık %30 olan enflasyon oranı Türkiye’de yaşayan
yatırımcıların satın alma gücünü epey azaltmış bulunmaktadır. Peki söz konusu
yatırımcı başka bir ülkede yaşıyorsa durum ne olmalı? Tabi ki yatırımcının
yaşadığı ülkenin enflasyon oranı dikkate alınmalı.
Bu yazıda yabancı yatırımcıların
Türkiye’de yaşayan yatırımcılardan neden daha fazla reel faiz elde ettiğini
sorguluyoruz. Cevap basit. Enflasyon oranları daha düşük olduğu için. Ancak bu
her zaman yeterli değil. Zira yabancı yatırımcı kendi ülke para birimi
üzerinden tasarrufta bulunmakta, Türkiye’de yatırım yaptığında da kur riski üstlenmektedir.
Bazen bu risk düşük enflasyon oranının sağladığı avantajı ortadan kaldırabilir.
Önceki yazımda 2002-2016 yılları için
yaptığımız reel faiz hesaplamaların benzerini Amerikalı bir yatırımcı için
yapalım. Bunun için yılbaşlarında belirli miktarda Doları TL’ye çevirip bir yıl
vadeli mevduat hesabı açıldığını, yıl sonunda ise tekrardan Dolar alınacağını
varsayıyoruz. Örneğin Amerikalı bir yatırımcı 2002 yılı başında 1.000 Dolarını
1.453.615 kur üzerinden TL’ye çevirecek ve 1.453.615.000 TL ile bir yıl vadeli
mevduat hesabı açtıracak, yıl sonunda bu para net nominal faiz oranı kadar
artacak ve 2.169.520.388 liraya ulaşacaktır. Yıl sonunda bu para ile 1.634.501 TL
olan kur üzerinden Dolara çevrilecektir. Böylece yatırımcının eline 1.327,33 Dolar
geçecektir. Yılbaşındaki 1.000 Dolar yıl sonunda 1.327,33 Dolara ulaşmıştır.
Yatırımcının parası bir yılda nominal olarak %32,73 oranında artış
göstermiştir. Başlangıç değerimiz 1.000 Dolar olduğu için bu oranı kolayca hesaplayabildik.
Bu hesaplama Değişim Oranı formülü kullanılarak yapılabilir. Son olarak
Amerika’nın enflasyon oranları kullanılarak reel faiz hesaplamaları
yapılmıştır. 15 yıllık sürecin 9 yılında pozitif reel faiz söz konusudur.
Değişim Oranı = Son
Değer / İlk Değer – 1 veya (Son Değer – İlk Değer) / İlk Değer
Yıllar
|
Nominal Faiz Oranı
|
Net Nominal Faiz Oranı
|
Yılbaşı Dolar Satış
|
Yılsonu Dolar Alış
|
Dolar Cinsinden Net Nominal Faiz Oranı
|
Enflasyon Oranı
|
Reel Faiz Oranı
|
2002
|
57,94%
|
49,25%
|
1.453.615
|
1.634.501
|
32,73%
|
2,40%
|
29,62%
|
2003
|
50,70%
|
43,10%
|
1.647.654
|
1.395.835
|
68,91%
|
1,90%
|
65,76%
|
2004
|
27,52%
|
23,39%
|
1.399.998
|
1.342.100
|
28,72%
|
3,30%
|
24,60%
|
2005
|
20,26%
|
17,22%
|
1,3427
|
1,343
|
17,19%
|
3,40%
|
13,34%
|
2006
|
16,09%
|
13,68%
|
1,3483
|
1,4131
|
8,46%
|
2,50%
|
5,82%
|
2007
|
17,98%
|
15,28%
|
1,4124
|
1,1647
|
39,80%
|
4,10%
|
34,29%
|
2008
|
17,30%
|
14,71%
|
1,1649
|
1,5123
|
-11,64%
|
0,10%
|
-11,73%
|
2009
|
17,50%
|
14,88%
|
1,5291
|
1,5057
|
16,66%
|
2,70%
|
13,59%
|
2010
|
9,63%
|
8,19%
|
1,4945
|
1,546
|
4,58%
|
1,50%
|
3,04%
|
2011
|
8,34%
|
7,09%
|
1,545
|
1,9065
|
-13,22%
|
3,00%
|
-15,74%
|
2012
|
9,60%
|
8,16%
|
1,898
|
1,7826
|
15,16%
|
1,70%
|
13,24%
|
2013
|
8,49%
|
7,47%
|
1,7862
|
2,1343
|
-10,06%
|
1,50%
|
-11,39%
|
2014
|
7,69%
|
6,77%
|
2,1343
|
2,3189
|
-1,73%
|
0,80%
|
-2,51%
|
2015
|
9,36%
|
8,24%
|
2,3311
|
2,9076
|
-13,22%
|
0,70%
|
-13,83%
|
2016
|
10,44%
|
9,19%
|
2,9233
|
3,5318
|
-9,62%
|
2,10%
|
-11,48%
|
Not: 2005 yılında
Türk Lirasından altı sıfır atılmıştır.
Aşağıda yer alan grafikte Türkiye ve
Amerikan’ın yıllık enflasyon oranları bulunmaktadır. 15 yıllık süreçte
Türkiye’de ortalama enflasyon oranı %10,38 iken Amerika’da %2,11’dir.
Enflasyonun satın alma gücü üzerindeki etkisi Amerika’da daha azdır.
Son olarak Türkiye’de yaşayan yatırımcı
ile Amerika’da yaşayan yatırımcının bir yıl vadeli mevduattan elde ettiği reel
faiz oranlarını karşılaştıralım. Türkiye’de yaşayan yatırımcı için yıllık ortalama
reel faiz oranı %5,27, Amerika’da yaşayan yatırımcı için %9,11’dir. Ancak
Amerikalı yatırımcının riski de belirgin şekilde daha yüksektir. 2003 yılında
%66 oranında reel faiz söz konusu iken 2011 yılında %16 oranında negatif faiz
söz konusudur. Son yıllarda ise her iki yatırımcı için de ya çok düşük reel
faiz ya da negatif reel faiz söz konusudur. Son yıllarda mevduat hesapları iyi
bir alternatif olmaktan çıkmıştır.
Reel Faiz
Oranı
|
||
Amerika’da Yaşayan
Yatırımcı
|
Türkiye’de
Yaşayan Yatırımcı
|
|
2002-2016
|
%9,11
|
%5,27
|
2002-2007
|
%28,91
|
%11,28
|
2008-2016
|
%-4,09
|
%1,27
|
İncelediğim dönemi küresel finans
krizinin başladığı yıl olan 2008’den itibaren ikiye ayırırsak oldukça ilginç
bir tablo karşımıza çıkıyor. 2002-2007 döneminde Amerika’da yaşayan yatırımcı
ortalamada %28,91 oranında reel faiz elde ediyor. Bu durum hem Amerika’nın
düşük enflasyon oranından hem de Dolar/TL kurunun azalan trendinden
kaynaklanıyor. Birkaç puanlık reel faizin yeterli görülebildiğini
düşündüğümüzde yaklaşık %29’luk reel faizinin devasa bir getiri olduğunu
söyleyebiliriz. Aynı dönemde Türkiye’de yaşayan yatırımcıların reel getirisi
ise %11,28 olmuştur. Bu oranda oldukça yüksek kabul edilebilir. Söz konusu
yüksek getiriler ilgili dönemdeki tasarruf artışlarını açıklayan en önemli
nedendir. Ancak 2008-2016 döneminde Amerika’da yaşayan yatırımcı reel olarak
kayıptadır. Söz konusu kayıp oranı yaklaşık olarak %4’tür. Türkiye’de yaşayan
yatırımcının reel faiz oranı yaklaşık olarak %1 kadardır. 2008-2016 döneminde
getiriler istikrarlı değildir risk yüksektir. Türkiye gibi cari açık veren ve
iç tasarrufları arttırması gereken ülkelerin birkaç puanlık reel getiri sunuyor
olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde tasarrufları arttırmak pek mümkün
değildir.
Sonuç olarak Türkiye’de yabancı
yatırımcıların yerli yatırımcılara göre daha yüksek reel faiz elde ettiği
söylenebilir. Ancak dönem başında düşük fiyattan Türk Lirasına çevrilen
dövizin, dönem sonunda çok daha yüksek bir fiyatla tekrardan dövize çevrilmesi
ile karşılaşılan döviz kuru riski de oldukça yüksektir. Bu risk elde edilen yüksek
faiz getirilerini bile negatife çevirebilmektedir. İncelediğimiz dönemin altı
yılında olan da budur.
Güzel çalışma ama daha anlaşılabilir yazılmalıydı. İfadelerde eksiklikler görüyorum. Bu nedenle yorucu bir yazı olmuş.
YanıtlaSil