Likidite riski bankaların vadesi gelen
yükümlülüklerini yerine getirememe ihtimalidir. Yenilenemeyen ve vadesi dolan bir
borcun ödenememesi, mevduat sahiplerinin paralarını çekmek istemeleri halinde
bu talebe cevap verilememesi bu duruma örnek olarak verilebilir. Bankalar nakit
ihtiyaçlarını ilk olarak kasalarında bulunan para ile başka bir deyişle nakit
değerleri ile karşılarlar. Sonrasında bankalar, başka bankalarda bulunan
alacaklarını kullanılabilirler. Aynı zamanda bankalar kısa vadeli yatırım
amacıyla satın almış oldukları menkul kıymetleri elden çıkararak nakit
ihtiyaçları giderebilirler.
Bankaların en önemli fon kaynağı
mevduattır. Türkiye’de bankaların fon kaynaklarının %55,17’si mevduattan
oluşmaktadır. Mevduat ise vadeli ve vadesiz mevduat olarak ikiye ayrılmaktadır.
Vadesiz mevduat hesaplarında bulunan paralar her zaman sahipleri tarafından
çekilebilir. Hatta vadeli mevduat hesaplarında bulunan paralar da sahipleri
tarafından talep edilebilir. Bu durumda da bankalar genelde faiz gelirini hariç
tutarak sadece anaparaları tasarruf sahiplerine vermektedirler.
Aşağıdaki tabloda yer alan bilgileri
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerinden derledim. Çalışmaya;
1)
Faiz
esası ile mevduat toplayan Ticari Bankaları,
2)
Kar
payı esasıyla mevduat toplayan Katılım Bankalarını
analize dâhil ettim.
3)
Mevduat
toplama yetkisi olmayan Kalkınma ve Yatırım Bankalarını hariç tuttum.
Aktifler
(Bankaların
yatırımları, sahip olunan varlıklar)
|
Pasifler
(Bankaların
Fon Kaynakları)
|
||
Nakit
Değerler
|
%0,93
|
Toplam
Mevduat
|
%55,17
|
Vadesiz
|
%10,88
|
||
Vadeli
|
%44,29
|
||
Diğer
Aktifler
|
%99,07
|
Diğer
Pasifler
|
%44,83
|
Toplam
Aktifler
|
%100
|
Toplam
Pasifler
|
%100
|
Basit bir şekilde anlatabilmek için tabloda
sadece mevduat ve nakit değerlere yer verdim. Açıklanan son veri olan 2017 yılı
Ocak ayına ait verileri kullandım. Buna göre bankacılık sektörünün fon
kaynaklarının %10,88’i vadesiz, %44,29’u da vadeli olmak üzere %55,17’si
mevduattan oluşmaktadır. Diğer taraftan bankaların sahip olduğu varlıkların
sadece %0,93’ü nakit değerlerden oluşmaktadır. Tasarruf sahipleri vadesiz
mevduat hesabında bulunan paraları çekmek isterlerse bankalar bu talebin sadece
%8,55’ini karşılayabileceklerdir! Bu durum ilk etapta tuhaf gelebilir. Peki bu
durum hep böyle miydi?
Aşağıda yer alan grafikte 2002 yılı
Aralık ayından 2017 yılı Ocak ayına kadar olan dönemde bankaların Nakit Değerlerinin
Toplam Aktiflere oranı bulunmaktadır. Bu süreçte nakit değerlerin aktiflere
oranı en düşük %0,62 ile 2007 yılı Mayıs ayında, en yüksek %1,22 ile de 2011
yılı Ağustos ayında gerçekleşmiştir. Aynı zamanda bankacılık sektörü bu süreçte
bir likidite krizi yaşamamıştır. Dolayısıyla son veri olan 2017 Ocak ayındaki
%0,93’lük oran size çok az gelmemelidir. Bankalar bu oranlarla faaliyetlerine
sorunsuz bir şekilde devam edebilmektedir.
Hala bankaların topladığı vadesiz
mevduat kadar nakit değer tutması gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ancak
durum “Goldsmith”lerden bu yana
düşündüğünüz gibi değildir. Bugüne nasıl gelindiğini kısaca aktarayım.
İngiltere kralının 1640 yılında tüccarların
altınlarına el koymasından sonra devlete olan güven azalmış ve tüccarlar
altınlarını Goldsmith olarak anılan tüccarlara sertifika karşılığında teslim
etmişlerdir. Sonraları çalınma, kaybolma gibi risklere karşı da insanlar
altınlarını Golsmithlere sertifika karşılığında devretmeye başlamışlardır.
İhtiyaç duyulduğunda Golsmithlere sertifikalar teslim edilerek altınlar
tekrardan alınabiliyormuş. Bir süre sonra bu işlemlerin yaygınlaşmasının
sonucunda insanlar Goldsmitlerden altınlarını alma ihtiyacı duymadan, onlar
tarafından verilen sertifikaları alışverişlerinde kullanmaya başlamışlardır. Bu
sertifikalar günümüzdeki kağıt paranın (banknot) ilk örneklerinden biri olarak düşünülebilir.
Bu süreçte Goldsmithler insanların
altınlarını almaya gelmediklerini, gelseler dahi onlardan çok daha fazla
miktarda altının getirildiğini tecrübe etmişlerdir. Günümüzde de durum
böyledir. Bankalardaki vadesiz mevduatlar sürekli olarak artmaktadır. Sonrada
kendilerinde bulunan altınları başkalarına kredi olarak kullandırmaya
başlamışlardır. Goldsmithler günümüz bankalarından farklı olarak hem altın
yatıranlardan hem de altını kredi olarak kullananlardan para kazanmışlardır.
Yani Goldsmithler kendilerine vadesiz olarak yatırılan altınların tamamını
kasalarında tutmamışlardır. Günümüzde de bankalar kendilerine vadesiz olarak
yatırılan paraların tamamını kasalarında tutmamaktadırlar.
Ancak savaş, doğal afetler gibi durumlarda,
insanlar Goldsmithler tarafından verilen sertifikaya güvenmemiş ve Goldsmithlerden
altınlarını talep etmişlerdir. Goldsmithler ise altınların bir kısmını kredi
olarak başkalarına kullandırdıkları için bu talepleri karşılayamayarak iflas
etmişlerdir.
İnsanların panik halinde bankalardan
paralarını talep etmeleri halinde günümüzde de bankalar iflas edebilir.
Dolayısıyla bankacılık sektöründe güven büyük önem arz etmektedir. Güven
kaybının telafisi çok maliyetli olabilmektedir. 1994 yılında 5 Nisan Kararları
olarak bilinen kararlarla bankacılık sektörüne duyulan güveni artırmak için mevduata
%100 devlet güvencesi getirilmiştir. Sonrası malum. Kasım 2000 ve Cumhuriyet
tarihimizin en büyük krizi olarak bilinen Şubat 2001 krizi ile 20’den fazla
banka batmış böylece bankacılık sektörünün üçte biri çökmüş ve devlet %100
güvence verdiği mevduat hesaplarındaki paraların tamamını ödemek durumunda
kalmıştır…
Son yazdıklarımdan Kasım 2000 ve Şubat
2001 krizlerinin sadece likidite riskinden kaynaklandığı anlaşılmasın. Bu
krizler 1990’lı yıllarda biriktirdiğimiz ekonomik problemlerin, sürekli ötelediğimiz yapısal reformların bir sonucudur. Ancak Kasım 2000’de bankalar arası piyasada faizlerin %7.500’ü
(yüzde yedi bin beş yüz!) aşmış olması, bankacılık sektörünün likidite krizine
verilebilecek maalesef güzel bir örnek olmuştur.
Devlet bugün mevduatın ne kadarına garanti veriyor ?
YanıtlaSil100 Bin TL
SilHocam, "Tasarruf sahipleri vadesiz mevduat hesabında bulunan paraları çekmek isterlerse bankalar bu talebin sadece %8,55’ini karşılayabileceklerdir!" cümlesindeki %8,55'i nasıl hesapladınız, hazır veri mi yoksa?
YanıtlaSil%0,93/%10,88
Silzorunlu karşılıklar 8,55 e eklenecek mi yoksa dahil mi
YanıtlaSilZorunlu karşılıklar nakit değerlerin içinde yer almıyor.
SilLikidite riskin çözüm yolları var mı peki?
YanıtlaSil