Amerikan Merkez Bankası FED’in faizleri
25 baz puan artırmasından sonra Dolar TL 3,74’lü seviyelerden 3,60’lara kadar
geri çekildi. FED’in faiz artışı piyasa beklentileri doğrultusundaydı. FED
açıklamaları ile bu beklentiyi kendisi oluşturmuştu. Bu arada Merkez Bankası
kararlarının öngörülebilir olması onların kredibilitelerine katkı
sağlamaktadır. Ancak FED’in beklenen faiz artışının realize olmasından ziyade, 2017
yılında 3 faiz artışına işaret edilmiş olmasının piyasalar üzerinde rahatlatıcı
etkisi daha fazla oldu. Piyasalar 2017 yılında 4 kez faiz artırılabileceğini de
hesaba katmaktaydı. Aşağıda yer alan grafikte FED’in en son faiz artışından bu
yana faiz oranları yer almakta. Şimdiye kadar yapılan açıklamalara göre, FED’in
2004-2006 yılları arasındaki gibi hızlı faiz artışına gitmeyeceği anlaşılıyor.
Bu durum da piyasalar tarafından olumlu algılanıyor. Zira 2004-2006 yılındaki
hızlı faiz artışlarından sonra küresel finans krizi baş göstermişti.
FED’in faiz artırması neden Dolarda
değer kaybına yol açtı? FED’in faiz artışı gelişmekte olan ülkelerden
Amerika’ya fon akışını beraberinde getirecek bu da Dolara olan talebi artırıp
Doların değerini artırmayacak mıydı? Böyle olmadı. Çünkü FED’in faiz artışı
beklentiler ile uyumluydu piyasa bunu öncesinde fiyatlara fazlasıyla yansıtmıştı.
Karar açıklandı beklentiler realize oldu. Belirsizlik ortadan kalktı. Ancak Doların
gevşemesini daha çok 2017 yılında 3 kez faiz artışına gidileceği açıklaması
sağladı. FED’in faiz artışlarını görece çok daha yavaş yapacağını açıklaması
piyasaları rahatlattı.
Ben 8 Kasım 2016’da yapılan Amerikan
seçimlerini sürpriz bir şekilde Trump kazandıktan sonra Doların hareketine önem
veriyorum. Aşağıda yer alan grafikte 8 Kasım 2016 - 15 Mart 2017 tarihleri
arasındaki veriler yer almakta. İlk haftalarda hemen hemen bütün para birimleri
Dolar karşısında değer kaybetmiş. Bütün dönem ele alındığında yaklaşık %15 ile
Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi Türk Lirası sonra yaklaşık
%5 ile Meksika Pezosu geliyor. Gelişmiş ülke para birimleri ise Dolar
karşısında %2,6 oranında değer kaybetmiş.
Aşağıda yer alan grafikte ise son iki
(15-17 Mart) güne ait veriler yer almakta. Buna göre Türk Lirası yaklaşık %3,
Meksika Pezosu yaklaşık %2, Polonya Zlotisi ve Güney Kore Wonu yaklaşık %1 Hindistan
Rupisi ise %0,62 oranında Dolar karşısında değer kazandı. Son iki günde Dolar
karşısında en çok değer kazanan para birimi Türk Lirası oldu. Son ayların en
çok değer kaybeden para birimi olan Türk Lirası son iki günde en fazla değer
kazanan para birimi oldu. Peki bu denli yüksek artış ve azalışlar finans
piyasalarında nasıl karşılanıyor? Heyecanı seven, kalbi dayanıklı, kendini her
gün hız trenine binmiş gibi hissetmek isteyenler bu durumu iyi karşılayabilir.
Ancak insanların çoğunluğu öyle değildir. Türk Lirasının fiyatındaki bu aşırı dalgalanma
riskin yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Riskiniz yüksek ise katlanacağınız
maliyette yüksek olacaktır.
Peki Türk Lirasının son iki günde Dolar
karşısında değer kazanmasına Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faiz artırım
kararı etkili oldu mu? Tabi ki evet. TCMB Geç Likidite Penceresi borç verme faizini
75 baz puan artırarak %11’den, %11,75’e yükseltti. Türk Lirasının faizinin
yükselmesi ülkeye döviz girişini artırır bu durum Türk Lirasının değerlenmesini
beraberinde getirir. Döviz borçlusu özel sektör bu durumu tabi ki olumlu
karşılamaktadır.
Özetle;
- · FED’in beklentilere paralel sadece 25 baz puanlık bir artış yapması,
- · 2017 yılında 4 değil 3 faiz artışına işaret etmesi,
- · TCMB’nin 75 baz puanlık artışının FED’in artışına baskın gelmesi.
Belirtilen sebeplerden dolayı son
aylarda Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi olan Türk Lirası, bu
aşırı değer kaybının da etkisi ile son iki günde Dolara karşı en çok değer
kazanan para birimi oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder